İlk sürelerde her bir donanımı bir oda büyüklüğünde, toplamda bir bina ebatunda olan bilgisayarlar teknolojinin gelişmesiyle birlikte günümüzdeki şeklinde ulaştı. Bilgisayar üstündeki bu ebat küçülmesi olayı, bilgisayar oranını da gittikçe arttırdı. 1943′de IBM başkanı Thomas Watson, ”Sadece 5 bilgisayarlık bir dünya piyasası var.” derken, günümüzdeki bilgisayar adedi 1 milyar seviyesinde ve yalnızca on sene amacıylade bu sayının iki katına çıkacağı düşünülmekte.
Günlük hayattaki büyük kazançlarının yanısıra bilgisayar, tüketiminin yükselmesi ile birlikte bundan yüz sene evveline kadar daha evvelce hiç görülmemiş etkenlerle birlikte çoğu hastalığı da yanısıra getirdi. Bu hastalıklar, yalnızca fiziksel olmamakla birlikte psikolojik rahatsızlıkları ve sosyal sorunları de yanısıra getirdi.
Bilgisayar Etkenli Fiziksel Rahatsızlıklar
Fiziksel rahatsızlıklar; bilgisayarın asli parçaları olan ekran, kasa, klavye ve fareden meydana gelen masaüstü bilgisayar düzeninin hatalı yerleştirilmiş bulunduğundan ya da bilgisayar ekranının yaydığı radyasyon etkenli göz bozuklukları olarak genellenebilir. Bu aksaklıklara bir de ”uzun süre” eklenince, sıhhat yönünden son derece tehlikeli bir hal söz hususu oluyor. Uzun süreli ve hatalı pozisyonda olan bilgisayar tüketimi, en süregelen olarak boyun, kollar ve bel çoğunluklu olmak üzere çoğu kas ve kemik ağrılarına sebep oluyor. Bunun dışında düşük kaliteli ve filtresiz monitörlerin uzun süreli tüketimindan doğan göz üstünde ağrı, yanma, batma ve gelişen süreçlerde görme bozukluğuna yol açtığı tanınan bir gerçek. Günümüzde bu sorunlar daha çok bilgisayarı iş amacıyla kullanan şahıslarda görülmektedir. Fakat bilgisayar kullanım yaşının düşmesiyle birlikte ileride bu sorundan muzdarip olan insan adedinin bir hayli artacağı bariz ortadadır.
Etkenler: Zorlamalı ve monoton tekrarlı hareketler ile kemik yapısının hatalı fonksiyonlarının tüketimi, bilgisayar parçalarının (monitör, klavye gibi) bedenin yapısına ideal olmayan bir biçimde yerleştirilişi, oturma şeklinin bilgisayarın mevkisine ideal olmaması, uzun süreli ve molasız bilgisayar tüketimi şeklindedir.
Rahatsızlıklar: Sırt, bel, boyun, baş, tutulmaları ve ağrıları, dirsek ve bilek kireçlenmeleri, kemik bünyesinde ortopedik biçim bozuklukları, göz ve göz etkenli baş ağrıları, gözde miyop ve astigmat, gözlerde sulanma, yanma ve batma hissi gibi sorunlardir.
Çözüm: Öncelik ile bilgisayar, bir bilgisayar masası üstüne kurulmalı. Çünkü bilgisayar parçalarının dağılımının beden yapısına ideal bir biçimde olması gereklidir ve bilgisayar masası olmayan masalar buna ideal değildir. Onun haricinde, yüksekliği göz ve monitör arası 60 santimetre ve göz hizasının bir oran altında olacak yükseklikte sırtı destekleyen bir sandalye/koltuk seçimi çok önemlidir. Hem de monoton bir oturuş biçiminde uzun süreli bilgisayar kullanmak yerine, ortalama 45 dakikada bir küçük bir yürüyüş gerçekleştirmek yararlı olacaktır. Göz sağlığını güvenliğini sağlamak amacıylase, gene aynı Aralıkta uzaktaki bir objeye kısa süreliğine odaklanmak (örneğin pencereden dışarıya) göz sağlığınız amacıyla olumlu olacaktır.
Bilgisayar Etkenli Psikolojik Rahatsızlıklar
Artık ürünlerini ”her eve bir bilgisayar” parolasıyla satan şirketlerin bulunduğu bir çağdayız. Bilgisayar, televizyon ile birlikte bir evin olmazsa olmazları arasında yer alma yolunda süratle ilerliyor. İnternet ile birlikte kullanıldığında, şaşırtıcı bir bilgi yığını ve iletişimin maksimum bulunduğu bir alan karşımıza çıkıyor. Fakat denli büyük bir bilgi yığını ve iletişim amacıylade, bilhassa çocuk psikolojisini güvenliğini sağlamak son derece önemlidir.
Bilgisayar oyunlarının ve internetteki sosyal paylaşım sitelerinin yükselmesi ile birlikte; çoğu çocuk sokağa, parka, bahçeye çıkmak ve gerçek hayatında icra edebileceği oyunu ve paylaşımı bilgisayar üstünden gerçeklştirmeyi tercih ediyor. Sosyal ve kültürel iletişimini gerçek hayatta gerçekleştirmek yerine, klavyenin ya da çevrimiçi oyunların kazandırmış bulunduğu kimlikler üstünden gerçekleştiriyorlar. Bu iletişim olağan ve olması gereken bir şey olmasına karşın, şuurlu bir biçimde denetim altında tutulmaz ise çoğu psikolojik problemi yanısıra getirebilir.
Bunlar, oyunların ilişkisine göre bir orta çağ şövalyesi, ya da ütopik bir dünyada büyücü gibi gerçek hayatta olanağı olmayan sanal kurgulardır. Kişiliğin şimdilik oturmadığı küçük yaşlardaki çocukların bu tür oyunlarla gereğinden çok süre geçirmeler, kendi oluşturduğu karakter olma talebi ile bir kişilik bozukluğuna yol açabilir.
Onun dışında internet ortamı, az evvelce de açıkladığım üzere bir iletişim ortamı sunar. Yetişkinlerin de ilgi etmesi gereken birtakım hususlar vardır. Sosyal paylaşım ortamının jargonunun kavranamayıp dışarı itilmiş, ya da tam tersi olarak dost çevresini yalnızca bu bölgelerden sağlamış bireyler yalnızlığa ve bunun yol açtığı depresyona itilebilirler. Ya da uç siyasi ve dini görüşlere sahip sitelerin tesiri altında kullanılabilirler.
Tüm bu psikolojik sorunları çözüme ulaştırmak amacıyla başvurulmaması gereken bir yol ise ”sansür”dür. Sansür, genellikle hatalı anlaşılmış bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Dış etkenlerce sansüre maruz kalmış birey, korunması plan edilen içeriğe daha çok yönelebilir. Bu halde baskıcı bir yöntemle ”bastırılmış duygular” yaratmak, korunması plan edilen içerikten daha tehlikeli olabilir. Bireyin hangi internet sitelerine girebilip hangilerine giremeyeceğine ilk olarak kendisi karar verebilecek güçte olmalıdır.
Genel bir özet gerçekleştirmek gerekirse, bilgisayar ve internet tüketimi ister fiziksel ister psikolojik olsun, bir bıçak gibidir. Bir insanı yaralamak amacıyla de kullanılabilir, bir ekmek kesmek amacıyla de kullanılabilir.